MARIE CLAIRE Röportaj
“Tarih kitaplarýnda Kleopatra’nýn adý güzel olmayan, hatta çirkin sayýlabilecek bir kadýn olarak geçer fakat Kleopatra deyince eminim pek çok kiþinin aklýna ilk olarak “güzellik” kavramý geliyordur. Merak ediyorum; acaba Kleoparta kendini güzel buluyor muydu?”
Tuba Büyüküstün, 28 yaþýnda Türkiye’de olduðu kadar Arap ülkelerinde de tanýnan bir oyuncu. Yýllardýr uzun soluklu dizilerde karþýmýza çýkýyor, otizm konusuna ilgi çekmek için projelere katýlýyor, gür saçlarýyla kampanyalarýn yüzü oluyor ama ne ona þöhret getiren televizyon dünyasý, ne de güzelliðine dair övgüler baþýný döndürmemiþ gibi görünüyor. Yoðun iþ temposu nedeniyle televizyon seyredemeyen, dizi izlemeyen biri. Güzelliðine dair sorular ise onun ilgi alaný dýþýnda. Kleopatra örneðini vermesi de bu yüzden. En yalýn, doðal haliyle Tuba Büyüküstün karþýmýzda...
Röportaj vermeyi, kendinizi anlatmayý seviyor musunuz?
Ýnsanýn kendini anlatmasý çok zor. Bir baþkasý hakkýnda çok rahat konuþup yorum yapabilirsiniz ama iþ kendinizi anlatmaya gelince zorlaþýyor. Ben de kendimi anlatýrken biraz zorlanýyorum fakat tabii ki röportaj bizim iþimizin bir parçasý; bir süre sonra bazý þeyleri daha rahat ifade etmeye baþlýyorusunuz...
Adýnýza açýlmýþ sayýsýz fan kulüp, 500 bine yakýn üyesiyle Facebook sayfasý var. Hayranlarýnýzýn size dair en çok neyi merak ettiðini düþünüyorsunuz?
Bu iþe baþladýðým ilk günden bu yana tüm projelerimde benim yanýmda, bana sonuna kadar destek oldular. Hatta öyle ki bazen beni, benden daha iyi takip ediyorlar! Kim olduðumu merak ettiklerini biliyorum. Bu çok güzel bir his; ben kendim gibi olmaya devam ediyorum ve onlar da zaman içinde beni tanýyorlar diye düþünüyorum.
Þöhret olma sürecini nasýl yaþadýnýz; þu anda nasýl yaþýyorsunuz?
Oyunculuða; “Çok keyifli bir iþe benziyor, kesinlikle bunu denemek istiyorum” diye baþladým. Sonra bir gün, bu iþe aþýk olduðumu fark ettim. O zaman da; “Sadece sevdiðim, kendimi mutlu hissettiðim iþi yapýp akþam o mutlulukla eve dönmek istiyorum” dedim. Ýnsanlar beni yavaþ yavaþ tanýmaya baþladý. Bu nedenle tanýnýrlýk durumunu adým adým yaþadým. Asla kolay olduðunu söyleyemem ama yaptýðým iþe aþkým devam ettiði sürece, bununla yaþamayý da öðrenmem gerekiyor sanýrým. Bir yandan da tanýnan ve sevilen biri olmanýn da avantajlarý var tabii. Ýnsanlarýn hayatlarýna dokunabiliyorsunuz. Bunun en güzel örneði, yaklaþýk üç yýldýr Tohum Otizm Vakfýna verdiðim destek. Otizmin Türkiye’de yeterince bilinmediðini düþünürdüm. Bu konuda bilinç arttýkça otizmli çocuklarýn erken teþhisle çok daha iyi noktalara gelebileceðine inanýrdým. Þimdi bunu sadece düþünce olmaktan çýkarýp eyleme dönüþtürebiliyorum. On kiþi benden dolayý bu konuda bir fikir sahibi olsa bile çok anlamlý...Bu açýdan bakýnca þöhreti, tanýnýr olmayý çok daha deðerli yaþayabiliyorsunuz.
Gazetede adýnýzý, fotoðrafýnýzý ilk gördüðünüz aný hatýrlýyor musunuz? Ne hissetmiþtiniz?
Aslýnda hiç hatýrlamýyorum. Çok ilginç, bunu hatýrlamadýðýmý daha önce hiç fark etmemiþtim!
Dizi projelerinizle Ortadoðu’da, Arap ülkelerinde de popülersiniz. Hayranlarýn tavýrlarý Türkiye’dekinden farklýlýk gösteriyor mu?
Türkiye benim evim. Arap ülkelerinde ise yabancý bir oyuncuyum. Dolayýsýyla insanlarýn tepkileri de farklý. Ýzleyenler burada benimle her an sokakta da karþýlaþabilirler fakat orada ziyaret ettiðim þehirlerde en fazla üç dört gün kalabiliyorum. Benimle sokakta karþýlaþtýklarýnda çok daha büyük tepkiler veriyorlar...
Nerede, nasýl bir aileye doðdunuz? Nasýl bir çocukluk geçirdiniz?
Ýstanbul’da doðdum. Ailenin tek çocuðuydum, bunun keyfini de epeyce sürdüm aslýnda. Elbette kendimi yanlýz hissettiðim de oldu ama bu hiçbir zaman hayatýmý bütünüyle etkilemedi. Geriye dönüp baktýðýmda çok güzel bir çocukluk geçirdiðimi görüyorum. Kitaplarla aram þimdi olduðu gibi o zaman da çok iyiydi. Bana gerçek anlamda arkadaþlýk yaptýlar diyebilirim ama yine her tek çocuk gibi, bazý zamanlar ben de kardeþ istedim. Aslýnda çoðunlukla bir aðabeyimin olmasýný istedim. Ýmkansýzý istediðimi biliyordum ama bir aðabey sahibi olma fikri çok hoþuma gidiyordu o günlerde. Sadece kendimi zor dýþa vuran bir insan oldum her zaman. Hayatýmýn içine aldýðým sadece birkaç kiþi vardý, hala da öyle.
Ailenizde sanata ilgi duyan birileri var mýydý? Oyuncu olmaya nasýl yöneliyorsunuz?
Sanat kendimi bildim bileli hayatýmda. Ailemde sanatla, özellikle babam gibi resimle uðraþan kiþiler var ama daha da önemlisi, bizim ailede herkes yaptýðý iþi bir sanat haline getirerek yapar. Ben aslýnda hiçbir zaman oyuncu olmanýn hayalini kurmadým. Her þeyi denemek, her þey olmak istedim. Belki de bu yüzden sonunda oyuncu oldum! Üniversitede aldýðým eðitimden dolayý senaryo okumayý, yorumlamayý, dramaturjiyi, rejinin ne demek olduðunu, ýþýðý biliyordum. Þimdi oyunculuk yaparken bunlarýn çok yardýmýný görüyorum.
Oyunculuktan önce ne gibi hayalleriniz vardý?
Sahne Dekoru ve Kostüm Tasarýmý okuyordum. Çok isteyerek okuduðum, çok sevdiðim bir daldý. Orada her þeyi öðrenme þansýnýz var; dekor, teknik çizim, resim, heykel, kostüm tasarýmý, tiyatro...Ben de biraz öyle biriyim; her þey hakkýnda bilgim olsun isterim.
Son dizinizdeki Roman kýzý Hasret rolü ne ifade ediyor size? Ne hissediyorsunuz o karaktere karþý?
Hasret karakteri benim için bambaþka bir serüven oldu. Tamamen farklý bir kültürün içinde buldum kendimi. Hasret, sürekli dönüþmeye ve deðiþmeye devam ediyor. Karakter ile ben de Roman hayatýný deneyimledim. Role hazýrlanma aþamasýnda çok sayýda Roman’la tanýþtým, sohbet ettim, evlerine gittim, tarihlerini inceledim.
Çekimler sýrasýnda bazen rol yaparken beni gerçekten çiçekçi kýz sanýyorlardý. Bu deneyimler hayat adýna çok önemli. Þu anda Romanlar’la çok farklý bir iletiþimim var bu yüzden. Onlarý eskisine göre daha farklý algýlýyorum ve sanýrým sokakta onlarýn da davranýþlarý bana karþý deðiþti.
“Yerli dizi, yersiz uzun” eylemine destek verdiniz; nedir en büyük þikayetiniz?
Her hafta 90 dakikalýk dizi çekiyoruz. Neredeyse uzun metrajlý bir film demek bu! Bir film ortalama bir buçuk, iki ayda çekilirken, biz bir haftada çekiyoruz. Setlerde çalýþanlarýn belli bir hayat kalitesi yok. Aile hayatýmýz kalmýyor. Ne sabah kahvaltýlarýný, ne de akþam yemeklerini ailelerimizle yiyebiliyoruz. Ekipler gerçekten büyük fedakarlýklarla ve yorgun çalýþýyorlar. Oysa daha iyi koþullarda çalýþmak herkesin hakký. Hem neden izleyicilerimize daha kaliteli iþlet yapmayalým ki?
Þimdi dizi çekimleri, reklam çekimleri, bir yandan da sosyal projeleriniz var. Yoðunluða alýþtýnýz mý?
Dünyanýn her yerinde þehir yaþamýnýn stresinden kurtulmak isteyen milyonlarca kadýn vardýr herhalde. Hýzlý ve telaþlý hayatýn içinde dengeyi kurmak, bu temponun getirdiði stresten kurtulup koþturmacanýn içerisinde þýk ve hafif kalmayý baþarmak bence mümkün. Hayatta hafiflemek için önce güçlenmek gerektiðine inanýyorum. Siz güçlendikçe yükünüz hafifler. Bu nedenle hem bedensel, hem zihinsel hem de duygusal anlamda güçlü olmak çok önemli. Hayatta hafifleyebilmek adýna güçlenmenin yollarýný arýyorum hep, yaþam tarzýmý da bu yönde deðiþtirdim. Hemen her alanda, mesela satýn aldýðým ürünlerde de, evimde de, seçtiðim kýyafetlerde de bunu arýyorum. Çok yoðun bir set programým olmasýna raðmen elimden geldiðince düzenli ve hafif beslenmeye dikkat ediyorum. Fýrsat buldukça spor yapmaya çalýþýyorum. Ýçinde kendimi iyi hissedeceðim þýk ve rahat giysiler tercih ediyorum. Dekorasyonda da huzur verici renkler ve doðal materyellere yöneldim. Bu þekilde hayatýmdaki yoðunlukle baþa çýkmak daha kolay.
Pantene ile yollarýnýz nasýl kesiþti? Saç bakýmý ya da güzelliði ne ifade ediyor sizin için?
Ýlk kez 2007 yýlýnda Pantene reklamýnda oynamýþtým. Bu yýl yeniden yollarýmýz kesiþtiði için çok mutluyum.
Pantene bildiðim, güvendiðim bir marka. Ben hep insanýn doðal güzelliðinin ve saðlýðýnýn sahip olduðu en deðerli olgular olduðunu düþünmüþümdür. Saçlar ise bu doðallýðýn ve saðlýðýn en kadýnsý dýþa vurumu...
Bu yüzden saç saðlýðý benim için önemli...Tabii ben de her kadýn gibi birçok ürün denedim. Kriterim her zaman çocukken, yani henüz bu kadar dýþ etkenlere maruz kalmamýþken sahip olduðum güçlü, ýþýltýlý saçlarý korumaktý. Pantene’i denediðimde yakaladýðým buydu. Bana hissettirdiði güç, saçlarýma kazandýrdýðý saðlýklý görünüþ çok hoþuma gidiyor. Ayrýca gerçekten çok güzel kokuyor...
Þimdi geldiðiniz noktaya baktýðýnýzda mutlu musunuz? Hayal ettiðiniz hayatý mý yaþýyorsunuz?
Hayatýmdaki her þey benim seçimim. Ne yaþarsam yaþayayým, eninde sonunda baktýðýmda ben kendi seçimlerimi yaþýyorum. Bu yüzden de evet, mutluyum.
Hayatýmý hayal etmedim hiç, hep anlarý hayal ettim. Hayatý sadece yaþýyorum...
Alýntýdýr..