Турецкие сериалы

Информация о пользователе

Привет, Гость! Войдите или зарегистрируйтесь.


Вы здесь » Турецкие сериалы » Турецкие сериалы » Турецкий сериал Aşk ve Ceza 4


Турецкий сериал Aşk ve Ceza 4

Сообщений 731 страница 740 из 1000

731

http://www.dailymotion.com/video/xil8zt
http://www.dailymotion.com/video/xh4ix4
http://www.dailymotion.com/video/xhhsvt

0

732

http://www.dailymotion.com/video/xih65c
http://www.dailymotion.com/video/xi857r
http://www.dailymotion.com/video/xhjhh0

0

733

http://www.dailymotion.com/video/xinxry
http://www.dailymotion.com/video/xi22m5
http://www.dailymotion.com/video/xcj1o9

0

734

http://www.dailymotion.com/video/xihf2v
http://www.dailymotion.com/video/xii1az
http://www.dailymotion.com/video/xc7bi6

0

735

http://a8.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc6/262182_10150307581899715_629419714_9361857_5470503_n.jpg

0

736

http://www.dailymotion.com/video/xjth3h

0

737

http://www.upload.gen.tr/uploads4/g1tlsg3m/34588219537660410175.gifhttp://b66k.net/files/47483.gif

0

738

Спасибо девочки за клипы и фото!!! Вы истинные поклоницы этого сериала!!!! Сериал закончился и уже вроде и Нургулька стала подходить Мурычу.... :D Скоро начнется их другие фильмы и мы будем также их ревновать к новым партнерам по фильму...Особенно Мурыча... :D. Поэтому сделали бы продолжение сериала... как Сава стал бы дряхлым старичком... а Яська-Шанур Ханым.... 8-)  :tomato:

+1

739

'Kadın kadının kurdu değildir'  http://s51.radikal.ru/i133/1107/1c/61c85fa074b0.jpg

Doğdukları coğrafyalarla ayrılıp kaderleriyle benzeşen Defne ile Gülizar'ın ayakta kalma mücadelesi... Star TV'de çok yakında yayına girecek olan 'Anneler ile Kızları' adlı dizide bu iki dirençli kadını canlandıran Ebru Özkan ve Feride Çetin'le, bu ülkede kadın olmanın ağırlığını ve kesişen yolları konuştuk

Dizinin konusunu ve oynadığınız karakteri biraz anlatabilir misiniz?

Feride Çetin: Benim canlandırdığım Gülizar, Malatya’da kocasının ailesiyle birlikte yaşayan dirayetli, ailesine bağlı, inançlı bir kadın. Görücü usulüyle evlenmiş, sonra sevmiş kocasını. Üç tane düşük yapmış, en sonunda bir kız bir de oğlan çocuk sahibi olmuş. Onların selametini her şeyin üstünde tutuyor. Kocasının ailesi tarafından ezilse de, çocukları için var olmaya çalışan, sevgi ve umut dolu bir kadın. Gücünü topraktan alan bir Anadolu kadını. En çok her şeye umutla bakmasını, çocuklarına olan aşkını ve zorluklar karşısında kolay kolay yılmamasını sevdim.

Ebru Özkan: Biri doğulu diğeri batılı iki kadının yaşam mücadelesini izleyeceğiz bu projede. Her ne kadar farklı kültürlerden gelseler de verdikleri mücadele aynı kaygılar ve korkular üzerinden ilerleyecek. Bu benzer yazgı durumu onların yollarının kesişmesine ve dayanışma içinde olmasına sebep olacak. Ben, problemli bir ailede büyümüş, zorlu bir çocukluk dönemi geçirmiş, doğrularını ve yanlışlarını bu mücadele sürecinde belirlemiş Defne’yi canlandırıyorum. Defne, her zaman kendi ayakları üzerinde durmayı başarmış, eğitimini tamamlamış, geçmişin izlerini âşık olduğu eşi ve kızı ile silmeye çalışmış biri.

Bir önceki dizilerinizdeki karakterinizle karşılaştırma yaparsak… Siz (Feride Çetin) geçen sezonda da ‘Aşk ve Ceza’ dizisinde Doğulu ve töre baskısından mustarip bir karakteri canlandırmıştınız, siz ise (Ebru Özkan) ‘Hanımın Çiftliği’ dizisinde yine şehirli ve eğitimli bir karakteri... Ne farklar göreceğiz yeni karakterleriniz arasında?

F.Ç: Aşk ve Ceza dizisinde canlandırdığım Çiçek, pasif agresif biriydi. Kendisine dayatılanlar karşısında cevap verse de kaderine razı oluyordu. ‘Anneler ile Kızları’ndaki Gülizar ise hayatının iplerini elinde tutmaya kararlı. Töre kanunlarını dinlemiyor. Çiçek gözü yaşlı bir karakterdi, Gülizar gözyaşlarını içine akıtan çocukları için gülümseyecek bir şeyler bulmaya çalışan bir kadın. Kadın olmanın değersiz olmakla eş tutulduğu topraklarda, yazgısına boyun eğmiyor, direniyor.
E.Ö: Halide ve Defne çok farklı karakterler, öncelikle dönem faktörü var, 1950’lerde çiftlik sahibi, hanım ağa konumunda emir kipi ile kurulan cümleler kullanan hırslı, yalnız ve hata yapmayı kabullenemeyen bir kadındı Halide ve bu algı onu her zaman daha büyük hatalar yapmaya zorladı. Defne ise tam tersi, hatalarından ders alan, dingin bir yapıya sahip, yıkıcı olmaktan ziyade yapıcı bir karakter, en belirgin farkı anne oluşu, bir annenin kaygılarına, korkularına ve şefkatine sahip.

Hikâyede, batılı ‘Beyaz Kadın’ ile doğulu ‘Kara Kadın’ var. Sizce bu iki kadın nerede buluşuyor, nerede birbirinden ayrılıyor? Toplumda bunun yansımalarını nasıl buluyorsunuz? Bu iki kadının yolu nerede kesişiyor?
E.Ö. Batılı ve Doğulu iki kadının en belirgin ayrıldığı nokta eğitim ve yaşam biçimleri, sahip olduğu haklar, sözlerinin ve konumlarının geçerliliği ve kendilerini savunma durumları. Benzerlik kadın olmalarının getirdiği doğal bir konum, her nerede olurlarsa olsunlar uğradıkları haksızlık ve verdikleri mücadele ortak. Batılı kadın hakkını arama ve kendini koruma konusunda daha şanslı.
F.Ç: Gülizar, Defne’ninkinden ayrı bir kültürden geliyor. O toprakların acı ve sevinciyle yoğrulmuş, ikinci sınıf insan yerine konmuş biri. İstanbul’a hiç ayak basmamış, taşralı. Ama genel öykümüzde, kadınların doğuda da, batıda da benzer dertlere sahip olduğunu göstermeye çalışıyoruz. Büyük şehirde ayakta kalmak için birbirine sıkıca sarılan iki dostun öyküsü var burada. ‘Kadın kadının kurdu değildir, el ele verirsek sisteme karşı daha güçlü oluruz’u anlatmaya çalışıyoruz. Hikâye elime geldikten sonra tesadüf eseri, neredeyse Gülizar’ın yaşadıklarının aynısını yaşamış Malatya’dan İstanbul’a iki çocuğuyla kaçıp gelmiş bir kadınla tanıştım. Beyaz abla... Beyaz abla, neredeyse Türkçe tek bir kelime bile bilmeden İstanbul’a gelmiş ve iki çocuğuyla hayatta kalabilmiş. Çocuklarını okutmuş, meslek sahibi yapmış. O da dostlarına tutunmuş. Hâlâ da çalışıyor, direniyor. Daha çok bununla ilgileniyorum, zaten bu topraklarda kadın olarak ayakta kalabilmek bile politik bir direniş gerektiriyor. ‘Sınırlar insanları ayırmaz’ın da hikâyesi biraz, bizim hikâyemiz.

Dizinin adı ‘Anneler ile Kızları’, nasıl bir anne faktörü izleyeceğiz dizide?

E.Ö: İki kadında da korumacı ve güçlü bir yapı hâkim. Kendi çocukluklarında sahip olamadıkları şefkati ve sevgiyi fazlasıyla göstermeye çalışan iki anne var. Kısacası farklı anne modelleri ve yaklaşımları söz konusu, bu yaklaşımların negatif ve pozitif etkilerini yansıtacağız.
F.Ç: Aslında her çeşit anne var. O anlamda şu sorunun da cevabını arıyor bu iş, ‘Kızlar annelerinin kaderini mi yaşar?’ Annelerinin kaderini de yaşayan var, o kaderi değiştiren de. Senaristlerimiz çok güzel bir olay örgüsü kurmuşlar. Umarım yolu açık olur da biz de bu sorunun cevabını izleriz.

Türkiye’deki ‘kadın durumu’na ne diyorsunuz? Neredeyse her gün bir kadın öldürülüyor. Bu cinayetlere karşı durmak için neler yapıyorsunuz?

E.Ö: Sadece Türkiye’de değil dünyadaki birçok kadın zorlu süreçler geçiriyor ve tanık olduğumuz ölümler, tacizler korkunç bir tablo çıkarıyor önümüze. Ülkemizdeki bilinçlenme düzeyi oldukça yavaş ilerliyor bana göre ve suçlu olarak sadece erkekleri göstermek yanlış olur. O erkekleri doğuran ve eğiten de bir kadın sonuçta. Zincirleme bir reaksiyon gibi algılamak gerekir sanırım, içinden çıkılmaz olan da bu durumdur. Ben öncelikle bir insan sonra bir kadın olarak elimden geldiğince tanık olduğum durumlara müdahale etmeye çalışıyorum. Eğitimim, haklarımı koruma biçimim ve bulunduğum konum birçok kadına örnek olacaktır diye umuyorum.

Dizide kadına ait hangi zorlukları, hangi problemleri izleyeceğiz?

F.Ç: Her şeyi. Bu diziyi bu sorunlara duyarlı iki kadının yazıyor olması, kadınla ilgili hikâyeleri ekrana getirmede tecrübeli bir yönetmenin işin başında olması ve yapımcımızın bu konudaki hassasiyeti beni heyecanlandırıyor. Yalnız televizyonda işler ticari ilerler. Bazen başlangıçtan bambaşka bir yolda bulursunuz kendinizi. Ben yine de Gülizar ve Defne üzerinden bir yüzleşme yaşayacağımıza inanıyorum.

E.Ö: İki farklı kültürün karşılaşabileceği bütün zorlukları, engelleri ve benzer çözüm yollarını görmek mümkün, dişi bir konu çünkü.

Kadın olmak başlı başına zorluk mudur sizce?

F.Ç: Elbette, hangi sınıf ya da statüde olursanız olun böyle. Biz hep iki kat daha çok çalışmak, derdimizi sabırla anlatmaya devam etmek durumundayız. Altmışlarda eşit ücret grevleri yapılsa da pek bir şey değişmedi. İş hayatında erkeklerle eşit ücret almamız hâlâ zor, sokakta istediğimiz gibi yürümemiz zor, erkekleşmeden ayakta kalmak zor... Gönlümüze göre giyinirsek ‘zilli’ damgası yeme riskiyle karşı karşıyayız, hep hanımefendi olmamız susup günümüzün gelmesi için beklememiz gerektiği söylenir. Doğduğumuz günden sonuna kadar bastırılmış bir hayat yaşıyoruz.
E.Ö: Sanıyorum öyle, çünkü biçilmiş bir kaftan durumu var. Bunu bozmak, değiştirmek, yeniden yapılandırmak bu yüzden zor. Yaşama merhaba diyen her kadın bu kaftanı üzerinden çıkarmak için savaşmak zorunda kalıyor.

Bu dizi bu kadın sorunsalına bir tepki niteliğinde mi olacak?

F.Ç: Öyle olmasını umut ediyorum. Konuşulursa bu konular, daha çok gündeme gelirse çok sevinirim. Günümüzde birçok şey diziler üzerinden tartışılır oldu çünkü.
E.Ö: Elbette, kendi içinde bir tepki barındırıyor çünkü konusu kadın ve dayanışma ama bunun çok geniş bir platformda değil de iki kadının kendi halindeki yaşamları ve çıkmazları üzerinden ele alınması söz konusu.

Bu rolün nesi cezbetti sizi? Neden bu dizide yer almalıyım dediniz?

F.Ç: Çok düşündüm, uzun süredir televizyonda böyle bir kadın hikâyesi izlemedik. Bu ekibin hazırlıkta gösterdiği çalışma da etkiledi beni. Bir taraftan da, kolay değil rol. Kürtçe öğreniyorum ama beceremezsem, bu kız ne yapıyor denme riski var. İçimden bir ses bu kadın sana iyi gelecek dedi, onu dinledim. Anneme ve en yakın arkadaşıma sordum, onlar da içindeki sesi dinle diğerlerine kapat kulaklarını dedi.
E.Ö: Ele aldığı ve anlatmak istediği konu dikkatimi çekti elbette. Her kadının nereden gelirse gelsin aynı duvara çarpması ve çözüm araması.

Özellikle son dizilerinizde dikkat çeken oyuncular olarak, ne gibi projeleriniz var? Örneğin bir sinema filminde veya bir tiyatro oyununda izleyebilecek miyiz sizleri? E.Ö: Gelen projeleri değerlendiriyoruz, önümüzdeki süreçte içinde bulunmak istediğim işler çıkabilir tabii ki. Keyifli bir süreç, yeni projelerde buluşmak heyecanı ve dileğiyle (gülüyor).
F.Ç: ‘Güzel Günler Göreceğiz’ adında bir sinema filminde rol aldım en son. Onun gösterime girmesini merakla bekliyorum. Bir de sendikalı olmanın yararına ilişkin kısa film projelerimiz oldu, onların nasıl yankı bulacağını merak ediyorum. Yeni bir bakış açısı sunmayı amaçlayan genç sinemacılarla bir belgesel hazırlıyoruz, umutluyum.

‘Anneler ile Kızları’nda başka kimler var? Ebru Özkan, Feride Çetin, Levent Üzümcü, Şerif Sezer, Hüseyin Soysalan, Berke Hürcan, Hülya Şen, İsmail Demirci, Ali Hürol, Ergun Kuyucu, Selda Özer, Özge Korkmaz, Dilşad Bozyiğit, Mehmet Polat, Hikmet Körmükçü ve Deniz Barut
Yönetmen: Hakan Arslan
Senaryo: Leyla Karaloğlu, Seval Bozkurt

0

740

0


Вы здесь » Турецкие сериалы » Турецкие сериалы » Турецкий сериал Aşk ve Ceza 4