Henüz 20 yaşında, hayatının ve mesleğinin ilk basamağında. Aynı yolu kat eden abilerinden hangisini izleyecek acaba, merak ediyor ve soruyorum. 'Büyüyünce Ezel mi olacaksın, Behlül mü?'...
Sevgi kelebeği olduğum günlerde röportaj yapmam engellenmeli, böyle günlerde karşımdaki kişiye soru sormaktansa sohbet ediyor, sıkıştırmaktansa rahatlaması için kendi özelimi açmaktan çekinmiyorum. İtiraf ediyorum 2010 Best Model seçilen 20 yaşındaki Çağatay Ulusoy ile onun saf ve çekingen bakışlarına yenilerek konuştum. Hepimiz o yaşlardan geçmedik mi, hani kime güveneceğini bilmezsin, anlatacak pek sıkı bir hikayen yoktur ama çok iddialısındır! İşte tam o noktada ama ülkenin en iyi modeli seçilmenin keyfini de sürerek sorularımı yanıtlıyor. Ne kibir, ne büyük burun, ne hava atma, ne böbürlenme... Çağatay 1990 İstanbul doğumlu; bu yıl ailesinden ayrılıp kendi evine geçmiş; ah bu gençler ne güzeller... Yolları açık olsun...

- En iyi model seçildin, tacını taktın; sona ne oldu?
Yok, taç takmadım, taçları kızlar takıyor.
- Peki, taç takmadın; sonra ne oldu?
Hemen o gece dizi teklifi aldım. Oyuncu olmaya karar verdim.
- Sen model olmak istemiyor muydun?
Evet, istiyordum. Üstelik 2 yıldır yapıyorum da. Ayrıca işimi çok seviyorum. Bana bu yarışmaya girmemi önerdiler, ben de ilk üçe belki girerim diyordum, o yüzden kendimi kasmadım.
- Birincilik bekleyenler kıskandılar mı seni?
Arkamdan konuşanlar olmuş, önceki yıllarda Best Model'e katılanlar ve ilk beşe girenler içinde bu yıl birincilik bekleyenler vardı.
- Neden tekrar giriyorlar acaba, daha yakışıklı mı oluyorlar bir sene geçince?
Önceki yıllarda olmuş böyle, ilk beşin içindekilerden tekrar girince birinci seçilen var. Ama benim gibi Kıvanç Tatlıtuğ da ilk girişinde birinci olmuştu.

- Kıvanç senin rol modelin mi o halde?
Yok, öyle diyemem ama beğenirim kendisini.
- Oyuncu olacaksın madem söyle bana, büyüyünce Ezel mi olmak istersin yoksa Behlül mü?
İkisi de değil ama Kenan İmirzalıoğlu gibi iyi bir oyuncu olmak isterim. Ezel'in hiçbir bölümünü kaçırmadım, onu seyretmekten keyif alıyorum. Oyuncu koçum da bana 'Türk dizilerini seyret' diyor.
ÇOCUKKEN ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSUYDUM
- Sen oyunculuk dersi de almışsın sanırım...
Ayla Algan'ın bu konuda bir numara olduğunu duymuştum. Modellik yapan birçok arkadaşım ders alıyordu. Ben de 6 ay kadar çalıştım kendisiyle.
- Ayla Algan sevdi mi seni, bir gelecek gördü mü?
Çok sevdi beni. Bana 'minik kuşum' diyordu ve bu işi yapmam konusunda cesaretlendirdi.
- O gece teklif kimden geldi sana?
Söyleyemem.
- Söylersin söylersin!
Hımm, birkaç teklif geldi ama ben Medyapım ile anlaştım. Bunu yazabilirsiniz.
- Yazdım bil; nasıl bir dizi olacak, nasıl birini oynayacaksın, kadın oyuncu kim?
Hepsine cevap veremem ama provalara başladık. Yeni yayın dönemine hazırlanıyoruz, bir gençlik dizisi olacak. Başrolü paylaşacağım kişi tanınmış bir oyuncu ama adını söyleyemem.
- Çocukken de güzel miydin?
Hayır, tam tersi, çirkin ördek yavrusuydum! Ailede de öyle 'yakışıklı oğlum' diyen olmadı.
AŞK ZAMANI DEĞİL
- Mankenlik yaparken oyunculuk aşkı da düşmüş müydü yüreğine?
Oyunculuk dersleriyle beraber, Ayla Algan'ın da sayesinde aradığım şeyin ne olduğunu anladım.
- Oyunculuk!
Oyunculuk, beni çok heyecanlandırıyor. Kalbim çarpıyor, aşk gibi bir şey yaşıyorum.

- Gerçek bir aşk yaşıyor musun bu arada?
Hayır, aşk olmaz! Henüz kariyerimin başındayım, uzun saatler çalışacağım, öpüşme, sevişme sahneleri olacak. Kıskançlık girerse devreye ben sıkılırım.
- Nasıl birisin sen? A) Tuttuğunu koparan, B) Hırslı, C) Çalışkan, D) Şanslı
Hepsi desem? Bir de ben çok duygusalım.
- Sana en çok ne soruyorlar?
Burcun ne diye soruyor kızlar.
- Burcun ne o halde?
Başak. Ama hiç anlamam.
- Ben de anlamam, başka ne soruyorlar?
Sevgilin var mı, nerelisin, burnunda estetik var mı?
- Var mı?
Yok, ben doğalım.
- Peki, sen nasıl kızlardan hoşlanırsın?
Doğal olmaları hoşuma gider.
- Güzel kadın kimdir sana göre?
Görünüşü önemli ama iyi kalpli olması, eğitimli olması, ailesine saygılı olması da önemli.
- Yakışıklı erkek kim sana göre?
Kenan İmirzalıoğlu, bir de çok yetenekli olduğu için beğeniyorum.
- Tanıştınız mı?
Hayır, ama bakarsınız bir gün karşılıklı oynarız.

Alacakaranlık'taki Edward bana yakın!
- Best Model olunca duruşun dikleşmedi mi, 'ben kralım' demedin mi içinden?
Demedim gerçekten de. Hatta o gece diğer dereceleri paylaşan arkadaşlar after party'de gülüp eğlenirken, ben bir köşede oturdum.
- Aa neden?
Ben öyleyim zaten, hoplayıp zıplamam. Ağır takılırım, slow müzik servim.
- Kim mesela?
Candan Erçetin, Teoman, Sertab Erener severim.
- Arkadaşlarınla çıkınca ne yaparsınız?
Kulüplere falan nadiren gideriz, en çok balık yemeğe gideriz. Bir de fasılları severiz.
- Yaşıtın kızları beğeniyor musun, kılık kıyafetlere ne diyorsun?
Bazıları nedense moda neyse aynısını yapmak istiyorlar. Hepsi de uzun saçlı, kalın kaşlı, lens takıyorlar. Çantaları şöyle ellerine geçiriyorlar. Yakışana yakışıyor ama aynı olmak iyi değil. Benim o tarz arkadaşım yok zaten.
- Alacakaranlık'taki Edward'ı mı seviyorsun yoksa kurt çocuk Jacob'ı mı?
Edward tek kelimeyle.

- Sana benziyor!
Benziyor, ben de oynasam öyle bir karakter isterdim.
- Bak Hollywood hayali kurmaya başladın bile..
Sayenizde (Gülüyor)...

Kaynak: http://aksam.medyator.com/2010/10/31...k_isterim.html